Makale
BATIÂ’NIN SUSKUNLUÄžU DARBEYÄ° Ä°KRARIDIR
Ä°slâm coÄŸrafyasında Müslümanlar güdümlüdürler. Bu, gerek demokratik ülkelerde olsun gerekse krallık veya baÅŸka yönetimler olsun hiç fark etmiyor. Müslüman coÄŸrafyayı yönetenlerin hemen tamamı bu konumdadırlar. Ä°ktidar olmaları kendi iradelerinin dışında ya da egemenlerin koruması altındadırlar. Yönetimler, Batı’nın çıkarlarına aykırı bir üsluba bürününce, halkın iradesi ile yönetmeye baÅŸlayınca dışarıdan müdahaleler baÅŸlar. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin hemen ardından ısrarla üzerinde durduÄŸumuz husus bu darbenin güçlerin birleÅŸtirilmesi ile bir merkez üs tarafından yönetildiÄŸiydi. “Darbenin Merkez Ãœssü” baÅŸlıklı yazımıza ve sonrakilere bakılabilir. Yoksa sıradan bir adamın bu kadar organize ve güçlü bir darbe yapması düşünülemez. Servisler, ajanlar ve güçlerin birlikteliÄŸi üzerinde yoÄŸunlaÅŸtık. Yanılmadığımız ortada. Darbe baÅŸarılı olmadı, olamadı memnuniyetsizliÄŸi bütünüyle belli. BaÅŸta Amerika, AB, Siyonist Ä°srail ve onların güdümündekilerin tutumlarından ve davranışlarından iyice belli olmuÅŸ durumda. Devlet yetkilileri, siyasi partiler ve genel kamuoyu baÅŸtan beri bizim ortaya koyduÄŸumuz düşüncelere varmış bulunuyor. Açıkça bunu dile getiriyorlar.
Türkiye’nin seçenekleri çoktur aslında. Bölgesel özellikleri bakımından da. Darbe öncesi ve sonrasında Rusya ile olan yakınlaÅŸma, Ä°ran ile yeniden yakın ilgi, diÄŸer kimi bağımsız ülkelerle olan sıcak temas yeni bir yol izleÄŸi görünüyor. BaÅŸta D-8 topluluÄŸunun gecikmeden yeniden hayata geçirilmesi gerekiyor. Azerbaycan’dan doÄŸuya uzanan izlekteki kimi cumhuriyetler, Balkan ülkelerinden kimi topluluklarla bir süreç baÅŸlatılmalı. BaÅŸta Rusya, Çin gibi büyük ülkeler ile bir birliktelik oluÅŸturulabilir. Åžangay topluluÄŸu, Afrika ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri gibi geniÅŸ bir alan ile iliÅŸkiler sürdürülebilir.
Türkiye Ä°ran birlikteliÄŸi ilk adım olabilir. Buna Irak ve diÄŸer Ä°slam toplulukları dâhil edilebilir. Suriye, Mısır gibi ülkeler ile olan sorunların bir an önce giderilmesi gerekir. ÖrneÄŸin Suriye’de önemli bir hamle geldi. El-Nusra, el-Kaide ile baÄŸlarını kopardı. Yeni bir oluÅŸuma gitti. Taraftarlarını dağıttı. Emperyalizmin bölgedeki oyunlarının farkına varıldı. Edinilen bilgiler bunlar. Umarız ki bu diÄŸer örgütler tarafından da kabul görür. Emperyalizmin oyunları bozulur.
Türkiye, bu darbe sürecindeki geliÅŸmeleri ve süreci iyi deÄŸerlendirmeli. Ä°ktidar ve muhalefet partilerinin birliktelikleri iyi deÄŸerlendirilmeli. Ãœlkenin geleceÄŸi bakımından, emperyalizmin oyunlarının bozulması için buna özen gösterilmeli. Artık ÅŸu kayıkçı kavgaları, horoz dövüşleri bırakılmalı. Küçük hesaplar deÄŸil büyük gelecek gözetilmeli. Çünkü darbe sonrası tehlike geçmiÅŸ deÄŸil. Onlar elbette boÅŸ durmayacaklar. Yeni örgütler oluÅŸumlarla yeni hamlelerde bulunurlar. Oyun bitmedi. Ä°lk kez milletimizin birlikteliÄŸi bu büyük felâketin önüne geçmeyi saÄŸladı. Bu küçümsenmemeli. Ä°ktidardakiler salt kendi güçlerini hesaba katmamalı. Bu darbeyi asıl boÅŸa çıkaran milletin bütünleÅŸmesidir. Ancak belli bir kesim bu sonuçtan hiç de mutlu deÄŸil. Darbe gecesi, darbe sürecinde karşıtların sevinç çığlıklarını duyuyor ve hissediyor gibiydik. Yanılmamışız. Sonradan edindiÄŸimiz bilgilere göre kanlı süreçten sevinç çığlıkları atmışlardı. “Tayyip öldü mü!” diye. Tabiî bu Türkiye’nin geleceÄŸi bakımından çok tehlikeli bir durumdu.
EÄŸer darbe baÅŸarılı olsaydı Türkiye Mısır gibi olacaktı ve çok daha ağır ve kanlı bir süreç olacaktı. Bir de AK Parti’nin o ayrımcı, çatışmacı, sert ve itici politikalarının zararları da bir bakıma kendini gösterdi. Nefret ile devlet yöneticilerinin ölümleri için çığlık atanların psikolojileri böylece daha iyi anlaşılmış oluyor. Demek ki, düşmanı sadece dışarıda deÄŸil içeride de üretiyoruz.
Evet, Batı’ya raÄŸmen, emperyalizme ve içerideki ihanet içinde olanlara raÄŸmen birlikteliÄŸi sürdürmenin zamanıdır. Yeniden daha güçlü, daha sevgi dolu ve kucaklayıcı olarak.
Henüz yorum yapılmamış.